Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İktidar ve Teknoloji

Kitap, teknolojinin geçmiş bin yıl boyunca insan tarihi ve toplumu nasıl şekillendirdiğini ve daha kapsayıcı ve demokratik bir gelecek yaratmak için yolunu nasıl yönlendirebileceğimizi açıklamaya cesur ve iddialı bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Her ikisi de tanınmış ekonomist olan yazarlar, teknolojinin otomatik olarak ilerlemeye yol açan tarafsız bir güç olmadığını , fakat toplumun farklı gruplarının çıkarlarını ve gücünü yansıtan insan seçimlerinin bir ürünü olduğunu savunuyorlar. Teknolojik yeniliklerin sık sık elitleri zenginleştirmek ve güçlendirmek için kullanıldığını, çoğunluğu geride bıraktığını veya daha da kötü duruma düşürdüğünü gösteriyorlar. Ayrıca, sıradan insanların bazen baskın teknolojik paradigmaları sorguladığını ve üretim ve iletişimi düzenleme konusunda daha adil ve katılımcı yollar talep ettiğini de gösteriyorlar. Kitap, tarım ve endüstrinin evriminden dijital teknolojilerin ve yapay zekanın yükselişine kadar geniş bir konu yelpazesini kapsıyor ve teknoloji

18. YÜZYIL FELSEFE TARİHİ

18. yüzyıl felsefesine ‘aydınlanma felsefesi’, bu felsefenin içinde yer aldığı döneme ise ‘aydınlanma çağı’ adı verilir. Bu düşünce biçiminin temeli, insan aklına karşı sınırsız bir güven duyulması, her şeyin akıl süzgecinden geçirilerek eleştirilmesi, ölçülüp biçilmesidir. Aydınlanma felsefesi, insan aklının bağımsız bir güç olduğunu, kendinden başka hiçbir şeye hesap vermek durumunda olmadığını, kendi kendine yettiğini ileri sürer. Aydınlanma nedir sorusuna yanıt olarak insanın düşünme ve değerlendirmede din ve geleneklere bağlı kalmaktan kurtulup kendi aklı, kendi görgüleri ile hayatını aydınlatmaya girişmesidir diyebiliriz. Kant bu sorunun cevabını ve aydınlanmayı şöyle tanımlar: ‘Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmayış durumundan kurtulup aklını kendisinin kullanmaya başlamasıdır. Akla karşı duyulan bu kesin inanç, toplum yaşamına, devlete, ahlaka, dine ve insan aklını sınırlayarak boyunduruk altına almak isteyen her türlü otoriteye karşı şiddetli bir el

17. YÜZYIL FELSEFE TARİHİ

Rönesans, ortaçağdan yeniçağa ulaştıran bir geçit idi; 17. yy ise Rönesansın elde ettiği kazanımları derleyip düzenleyen, bunlara dayanarak birliği olan bir dünya görüşüne varmayı deneyen bir yüzyıldır. Rönesansın özelliği ‘yeni’yi araması idi, bu çağın ana eğilimi eskiden kopmak yeniyi bulmaktır. Kendisinden sıyrılmak istenen eski ortaçağ kültürünün oluşturduğu değerler sistemidir Bunun için Rönesans eskiyi ayakta tutan otorite ve geleneğe karşı ayaklanma ile başlamış, kültürün her alanında kendinin olan yeni görüşleri ortaya koymaya çalışmıştır. Ancak Rönesans düşüncesinin birçok formülleri henüz bulanık ve sallantılıdır; çeşitli yönlerden yeniye ulaşmaya çalışan bu düşüncenin parçalı, dağınık bir görüşü vardır. 17. yy felsefesi ise tersine, formüllerinde tam bir ışığa, tam bir sağlamlığa ulaştığına inanır. 17. yy felsefesi her şeyden önce ve doğallıkla yepyeni bir tarih duygusunun egemen olduğu bir çağın felsefesini ifade eder. O, dünyaya ve insane bu yeni bakışın bir sonucu olarak,

RÖNESANS FELSEFE TARİHİ

Rönesans felsefesi bir geçiş dönemidir; Avrupa uygarlığının bin yıl süren ortaçağ ile yeniçağ arasındaki dönemin (1400-1600) felsefesidir. Fransızca bir sözcük olan rönesans ‘ yeniden doğuş ’ demektir; antikçağ üzerindeki incelemelerin yenilenmesi, yeniden doğmasını ifade eder. Bu felsefenin geçit dönemi olmasının en temel sebebi, onun hem ortaçağ felsefesiyle süreklilik arz etmesi, hem de felsefede bir yeniden doğuşu temsil etmesidir. Skolastiğin yıkılmasıyla birlikte, bilgi sorununun yeniden ele alınması; bütün kabullenilmiş bilgilerin ve açıklamaların ötesinde gözlem ve deneyle yeniden incelenmesi; doğru düşünmenin ve sağlam bilgilerin elde edilmesini sağlayan yöntem üzerine çalışma; bilginin insanoğlunu doğaya egemen kılan en güçlü araç olduğunun anlaşılması rönesans düşüncesinin en belirgin özelliklerindendir. 14. yüzyılda, bin yıla yakın bir zaman içinde Hıristiyan Avrupa’nın büyük bir kısmını birlik içinde toplamış olan evrensel ortaçağ devleti artık ayrı ayrı ulus devletlere bö