Ana içeriğe atla

TLReferans Faiz Oranı

2021 yılsonunda LIBOR’un son bulacak olmasının da etkisiyle birlikte çeşitli ülkelerde referans faiz oranına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda, ABD’de SOFR, İngiltere’de SONIA, İsviçre’de SARON, Japonya’da TONA, Rusya’da ROISFIX ve Hindistan’da FBIL adlı referans faiz oranlarına yönelik çalışmalar yapılmış ve bu referans faiz oranlarının yayınına başlanmıştır. Euro Bölgesi’nde ise SETER için 2019 yılsonuna kadar yayına geçilmesi öngörülmektedir.

TRLIBOR’un işlem hacmi oldukça düşük ve piyasayı yansıtmaktan uzak olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, derin ve likit piyasalardan oluşturulacak ulusal bir referans faiz oranına ihtiyaç duyulmaktadır. Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı (TLREF), finansal türev ürünlerde, borçlanma araçlarında ve çeşitli finansal sözleşmelerde dayanak varlık veya karşılaştırma ölçütü olarak kullanılabilecek Türk Lirası kısa vadeli referans faiz oranı ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak oluşturulmuştur. TLREF’in Temel Amacı, Türk bankalarının kredi, likidite veya diğer risklerin en az olduğu koşullar altında TL borç alma/verme faiz oranını ölçmektir.

TLREF hesaplamasında, Borsa İstanbul Repo-Ters Repo Normal Emirler Pazarı’nda saat 15:30’a kadar gerçekleşen, aynı gün başlangıç valörlü ve sadece TL cinsi DİBS teminatlı gecelik repo işlemleri kullanılır. TLREF, faiz oranına göre sıralanan ve uç değerler atıldıktan sonra kalan işlemlerden hacim ağırlıklı ortalama faiz oranı olarak aşağıdaki şekilde hesaplanır.

1-) İlgili iş gününde gerçekleşen tüm Hesaplamaya Dahil İşlemler faiz oranına göre küçükten büyüğe doğru sıralanır.

2-) Sıralamada yer alan her faiz oranı seviyesinde gerçekleşen işlem hacimleri toplanarak, Hesaplamaya Dahil İşlemlerin toplam hacminin %15’ini oluşturan en düşük faiz oranlı işlemler ile %15’ini oluşturan en yüksek faiz oranlı işlemler uç değer olarak değerlendirilir ve sıralanmış verilerden çıkarılır.

3-) %15’lik dilimlerin uçlarında kalan işlemlerin, yalnızca %70’lik dilime düşen kısımları hesaplamalara dahil edilir.

4-) TLREF, geriye kalan ve toplam işlem hacminin %70’ini oluşturan işlemlerin hacim ağırlıklı ortalama faiz oranı olarak aşağıdaki şekilde hesaplanır.

5-) TLREF yıllık bazda yüzde olarak ifade edilir (actual/365 gün konvansiyonuna göre).

İlk TLREF (17.06.2019) %24,82 olarak yayımlanmıştır. Türkiye’de politika faizinin, ticari kredi faizinin ve diğer faiz türlerinin gerçekleşme seviyesi dikkate alındığında TLREF piyasa koşullarını yansıtan ve derinliğe sahip bir referans faiz oranıdır. Önümüzdeki dönemde finansal kuruluşların TLREF’e dayalı finansal ürünler sunmasıyla birlikte TLREF’in ulusal referans faiz oranı niteliği daha da güçlenecektir.

TLREF ve BIST TLREF Endeksi ile ilgili çalışmaların yürütülmesi amacıyla TCMB, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, TBB, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, İstanbul Takas ve Saklama Bankası ile Borsa İstanbul temsilcilerinden oluşan TLREF Komitesi oluşturulmuştur.

Referans faiz oranı genel hatlarıyla ekonomilerdeki ortalama faiz oranını gösteren hareketli bir endeksi ifade etmektedir. Referans faiz oranlarının karşılaştırma oranı ve referans oranı olmak üzere iki ana fonksiyonu bulunmaktadır.

Referans faiz oranı, forward, swap, opsiyon, değişken faizli tahvil, bono, sertifika, mortgage, kredi ve karma (hibrit) finansal ürünlerde kullanılabilmektedir. Referans faiz oranının piyasa gerçeklerini yansıtması referans faiz açısından kritik önem taşıyan bir husustur.

TRLIBOR piyasasında referans faizin belirlenmesi için işlemlerin gerçekleşmesine bakılmamakta, üye bankaların kotasyon vermesi yeterli sayılmaktadır. Bu yapı, referans faizin manipüle edilebildiği şüphesi oluşturduğu için LIBOR’a yönetilen temel eleştiri konularından birini oluşturmaktadır. Bir diğer eleştiri ise LIBOR gibi oranların karşı taraf riskini iyi bir şekilde yansıtmamasıdır.

TLREF, TRLIBOR’a kıyasla daha gerçekçi ve piyasayı daha iyi ölçen ve yansıtan RFO özelliği taşımaktadır.

Neden Önemli?
TLREF, dayanak olarak derin bir repo-ters repo pazarındaki işlemlerden hesaplandığı için Türk finansal piyasalarını temsil kabiliyeti yüksek olacaktır.

Başta bankalar olmak üzere Türkiye’de faaliyet gösteren finansal kurumlarca veya TL varlıklara yatırım yapmak isteyen yatırımcılarca ulusal referans faiz oranı olarak kullanılabilecektir.

Türk bankaları referans faiz oranı kullanarak bilanço risklerini ve pozisyonlarını daha etkin bir şekilde yönetebileceklerdir.

Bankaların yanı sıra BİST tarafından TLREF’e dayalı esnek vadeli ve fiziki teslimatlı vadeli işlem sözleşmeleri sunulacaktır. Bu ürünlerin sunulmasıyla Türk bankaları, bu sözleşmeler üzerinden faiz swap anlaşmaları yapma imkanına kavuşacaktır. Karşı tarafı yurt dışı bankalar olan işlemler yurt içinde yerel bankalar arasında yapılabilecek, böylece yurtdışında oluşan likidite BİST Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’na çekilmiş olacaktır. Komisyonlar da yurtiçinde kalmış olacaktır. Komisyonun bir kısmı BİST’te kalacak.

LIBOR üzerine ödenen yüksek marjlar yerine TLREF üzerine daha düşük marjlar eklenerek işlem yapılabilecek, böylece yerel bankaların finansman yüklerinin ve kaynak maliyetlerinin azalmasına katkıda bulunacaktır.

TLREF’in uluslararası paydaşlar ve düzenleyiciler tarafından geçerli olarak kabul edilmesiyle birlikte, uluslararası kuruluşlardan sağlanan sendikasyon ve seküritizasyon kredilerinin de TLREF oranı üzerinden sağlanması imkân dâhilinde olabilecektir.

TLREF’in yayınlanması ile birlikte bankalar sabit ve değişken faizli ürünler çıkarma imkânına kavuşmaktadırlar.

TLREF’in ilanı ile birlikte Türkiye bir taraftan LIBOR sonrası döneme hazırlık yaparken diğer taraftan yerel bankaların yurtiçinde faiz swabı üzerinden işlem yapabilmelerine yönelik finansal altyapıyı oluşturmaktadır.

TLREF, bankaların, faiz risklerini döviz likiditesi kullanmadan yönetmelerini sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca, TLREF yaygınlaştıkça uzun vadeli Türk lirası kredilerinin kullandırılması ve böylece, reel kesimin toplam kur riskinin azaltılması mümkün olacak.

Risk Var Mıdır?
En önemli risk sürdürülebilirlik.

TLREF’in bankalar ve diğer finansal kuruluşlar tarafından kullanılabilmesi için sürekli olarak ilan edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, bankaların TLREF’i dayanak kabul ederek kredi kullandırması ve diğer finansal ürünleri sunması olanaksız hale gelecektir.

TLREF hesaplamaya esas teşkil eden piyasa işlem hacmi günlük 5 milyar TL’nin altında kaldığı durumlarda TLREF hesaplanmayacak, Endeks Komitesi tarafından belirlenen parametre (önceki 5 işgününde oluşan TLREF-TCMB Ortalama Fonlama Faizi farklarının ortalaması) dikkate alınarak ilan edilecektir. Böyle bir durumun ardışık ve sıklıkla tekrar etmesi halinde TLREF’in ulusal RFO niteliğinin bozulması ve kaybedilmesi söz konusu olabilecektir.

İşlem hacmi yelpazesinin genişletilerek sürekli hesaplanması garanti altına alınmalıdır.

 

Yorumlar